Merkür Aslan burcunda (çocukları simgeleyen ) Retro yaparak ve heryere kare açıda ilerleyerek nasılda bizi çocukluğumuza götürüyor.Nasılda çocukluğumuzu ve yaşadığımız zorlukları ,acıları ,kaybolmuşlukları,arayışlarımızı anımsatıyor…

Elimizde çocukluk resimleri veya çocuklarımızın bebeklik resimleri var değil mi ?
İç çekerek “ahh keşke hep bebek kalsaydınız,hiç büyümeseydiniz” dediğinizi duyar gibiyim …

Hani hep deriz ya ;”İçimizdeki çocuğu hiç büyütmeyelim ,içimizdeki çocuğu hep hatırlayalım”

Peki her çocuk mutlu oldu mu ki ?
Her çocuk gülüyor mu ki ?
Her çocuk oyun oynayabildimi ki ?
Öyle çocuklar var ki ;o minicik kalbinde,minicik bedeninde çok yaşlı bir ruhu barındırıyor.
Öyle çocuklar var ki ;Küçücük bedenlerinde kirli eller…
Öyle çocuklar var ki ;Sırtında ağır yükler
Öyle çocuklar var ki hiç bisiklete binememiş
Hiç bebeği olmamış
Hiç Topu olmamış
Hiç koşup oynamamış
Oynarken kirlenmek ne demek bilmiyor
Umut nedir bilmiyor
Sevgi nedir bilmiyor
Hayal nedir bilmiyor
Hiç umutlandırılıp ,yüreklendirilmemiş ki
Hiç sevilmemiş ki
Hiç hayal kuramamış ki
Çocukluk ne demek bilemeden ,birden büyüyen minicik bedenler …
Şimdi gelde böylesine bir çocukluğa sahip olan o yetişkine “İÇİNDEKİ ÇOCUĞU UYANDIR “ de bakalım neler oluyor ?

Astrolojik haritalarda çocukluğumuzun geçtiği ev 4.ev olan IC noktasıdır .Bir çocuk ilk eril ve dişil enerjiyle ,yani anne ve babasıyla orada tanışır …
Ve o çocuk 4.ev kadar beslenir
4.ev kadar korunur
4.ev kadar mutludur
4.ev kadar saftır
4.ev kadar terbiyelidir ve saygılıdır
4.ev kadar ilerde bir anne veya baba olur …

Bir çocuk 4.evi kadar 10.evinde başarılı ve mutludur…

Bir psikoloğa gittiğinizde çocukluğunuza iner
Bir regresyon terapistine gittiğinizde anne karnına kadar gider
Bir astroloğa gittiğinizde de çocukluğa bakılır ,4.eve bakılır .

Bir bakarsınız karşınızda koskoca bir adam var ,ama hala anne rahmine tutunmaya çalışan ,karşısına çıkan kadınlardan beslenmeye çalışan ,sevgi ve şefkat arayan ,bunları ararkende kaybolan bir adam …

Bir kadın ise baba gibi yaslanacağı bir adam ,güveneceği,elinden tutup hiç bırakmayacağı,omzuna yaslanıp ağlayabileceği,sığınmak istediği bir gövde arar .Ve bunu ararkende hep kaybolur…

Büyümüş ama hiç çocuk olamamış koskoca ve kaybolmuş bedenler …

Aslında köklerdeki sebep ;”çocukluklarının kaybolmuşluğudur”

İstediği kadar büyüsün hep çocukluğunu arayacaktır.Ruhlarını bu arayıştan kurtaramadıkları sürece de ,o kaybolmuşlukları,eksiklikleri,yarım kalmışlıkları hep devam edecektir…

Bir çocuk 4.evinde ne kadar mutluysa 10.eve ,yani MC noktasına geldiğinde ,kendi yuvasını kurmak istediğinde ,ancak kendi mutlu olduğu kadar mutlu edecektir.Kendisi beslendiği kadar besleyecektir,Ya çok mutlu etmeye,beslemeye çalışıp bocalayacak ,yada hiç mutlu edemeyerek ,besleyemeyerek,koruyamayarak bir çocukluğu daha kaybolmaya mahkum edecektir…

Çocuklarımız ilk eğitimi 4.ev aileden alır ,orada beslenir,büyür,korunur…
Sevgi ve şefkati ,ilgi ve alakayı,umudu ve başarıyı,merhameti ve vicdanı ilk aileden 4.evden alır …

4.evimizi Ailemizi ,çocuklarımızı koruyalım
Onları sevelim !
sevgiyi ve saygıyı öğretelim
Sevgideki alma verme dengesini öğretelim
Orada merhameti ,vicdanı ,şefkati,adaleti,yürekli olmasını,ve en önemlisi asla umudunu kaybetmemesini öğretelim .Kökleri sağlam olduğu müddetçe yıkılmayacaklardır .Gerisini zaten onlar halledecektir…

İşte o yüzden her yetişkine içindeki çocukluğu hatırlatmayın !

Her çocuk mutlu değil ki
Her çocuk gülmemiş ki
O daha çocukluğunu hiç yaşamamış ki
Belki de hiç annesi babası ,4.evi olmamış ki …

İÇİMİZDEKİ ÇOCUĞU ÇIKARMAK YERİNE ,İÇİMİZDE BİR ÇOCUK YAŞATALIM,BESLEYELİM

Ve o çocuk hep gülsün
O çocuk hep korunsun
O çocuk hep sevilsin
O çocuk her sorunun üstesinden gelsin
O çocuk yeri geldiğinde yerlerde yuvarlansın
Bisiklete binip, top oynasın
Şekerini yerken üstü kirlensin
Sadece oynarken düşüp dizleri yaralansın

O ÇOCUK HEP MUTLU VE UMUTLU OLSUN

İçimizdeki ve Dünyamızda ki mutlu ve umutlu çocukların çoğalması dileğiyle

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir